Peki, iki kişilik bir duyguyu nasıl toplumla paylaşırız?
Sonuç olarak, milyarlarca insanın yaşadığı bir dünyadasınız fakat sadece iki kişilik bir fanusun içerisinde, aşk denen son derece güzel bir duyguyu yaşıyor, bunun tadını çıkartarak huzuruna varıyor ve motivasyonundan faydalanıyoruz.
Düşünsenize! Bu kadar güçlü bir motivasyonu sadece iki kişi kendi arasında paylaşıyor ve bu motivasyonun getirdiği pozitif enerjiyi toplum yararına neredeyse hiç kullanmıyorlar. Bu açıdan bakıldığında ortaya çıkan bu son derece güzel motivasyon resmen müsrif bir şekilde heba edilmektedir.
Tekrar belirtmek isterim, benim aşk kadar güzel bir duyguyla hiçbir sıkıntım yok. Zira ben de aşkı seven, aşka inanan bir insanım ama açığa çıkan bu son derece güçlü motivasyonu kullanarak, dünyanın daha iyiye gitmesi için kendi gücümüz ve imkânımız oranında mutlaka ama mutlaka bir şeyler yapmak zorundayız diye düşünüyorum. Zira bu şekilde davranmadığımızda aşkı ve sevgiyi son derece bencil bir şekilde kullanıyoruz demektir.
Halbuki aşkı yaşayamadan ölen insanların çokça bulunduğu bir dünyada yaşamaktayız ve aşkı yaşayabilen şanslı insanlardanız. Bu dünyanın bize sunduğu bu güzelliği bu dünyaya borçlu değil miyiz?
Aşkı yaşadığımız bu dünyaya birazcık da olsa borçlu olduğumuzu hissediyorsak “ki vicdanı olan ve birazcık aklı olan kişiler bunu hisseder” o zaman bu borcu dünyanın daha iyiye gitmesi için çaba göstererek ödememiz doğru olmaz mı?
Aşkı iki kişilik bir fanusun içerisinde, bencilce yaşayanlar, bunu vicdanlarına anlatabileceklerini zannediyorlarsa açıkça kendilerini kandırıyorlar demektir. Bu noktada “benim aşkım bana yeter” diyenler, aşkı son derece câhilce yaşayarak, aşklarını bencilce harcayan insanlardır.
Dahası da var, aşk biz var olduğunuz sürece varlığını sürdürecektir. Peki, ya öldüğümüzde ne olacak, ölümsüz aşk var mıdır?
Beraberce düşünelim! Güzel bir aşka sahipsiniz, size âşık olan, sizin de âşık olduğunuz biri var ve birbirinizden, aşkınızdan güç alıyorsunuz. Bu gücü dünyanın daha iyiye gitmesi için kullandığınızda, dünya için yaptığınız güzel şeyleri beraberce yaptığınızı gördüğünüzde, sâhip olduğunuz aşk daha seviyeli, daha işe yarar ve sonuç olarak günden güne daha güçlü bir hal alacaktır.
İnanın, dünyanın daha iyiye gitmesi için adanmış bir aşk hiçbir zaman yok olmaz. Öldükten sonra dahi aşkla yaptığınız güzellikler yaşayacaktır ama daha da önemlisi, hem yaşadığınız aşkın güzelliğini hem de dünyanın daha iyiye gitmesi için yaptıklarınızın güzelliğini vicdanınıza anlatabilmenin huzurunu yaşayabileceksiniz. Bana göre sadece buna ölümsüz aşk denebilir. Bunun dışında kimi televizyon kanallarında gördüğümüz buram buram popülizm kokan, buram buram kibir ve bencillik kokan sözde aşk manzaralarına gerçek aşk demek “kimse kusura bakmasın ama” ne yazık ki cehalettir.
Sevgili dostlar aşkı doyasıya yaşayın çünkü bu dünyanın bir insana verdiği en güzel nimetlerdendir ama bu nimeti size veren dünya için de kendi gücünüz ve imkânınızca mutlaka bir şeyler yapmayı unutmayın. Bizlere bu güzelliği bahşeden dünyamız için bir şeyler yapmadan, sadece bu dünyanın getirdiği güzellikleri sömürerek yaşamak istemiyorsak, aşkı bencilce yaşamama konusuna son derece dikkat etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Aşkla dolu, sevgili ile dolu, yardımseverlikle dolu günler dilerim.
Alparslan VARER ÜNALAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder