
Yani kişinin kendi yaşam deneyimlerinden yola çıkarak bilinçaltı ya da bilinçli sorgulama süreci denilen bir süreç işlemeye başlıyor. Buna sürece, vesvese, korku, kibir ve yüksek egolarınız sonucunda karşınızdakini önyargılarınıza mahkûm etme süreci dememizde hiçbir sakınca görmüyorum.
Peki, insanlar birbirlerini sorgulayarak gerçek anlamda tanıyabilirler mi?
Bana sorarsanız bu yolla kişi sadece kendi egosunu tanıyabilir diye düşünüyorum. “Tabiii! Kişi padişah, kraliçe, prens, prenses, guru, patron ve bilumum zatı muhterem kibrinden egosunu görebilirse !”
Dostlar size tavsiyem, kendinize şu soruları sorun ve cevapları üzerinde iyice düşünün.
Sevgili dostlar şunu asla unutmayalım, kişileri tanımak adına her türlü sorgulama, yargılama, önyargıya meydan veriyor.
Bu sorunu defalarca yaşmış biri olarak size tavsiyem; eski olsun, yeni olsun tanıdığınız kişileri yalın halleriyle, sanki ilk tanıdığınız insanmışçasına yargılamadan, sorgulamadan “muhabbetle” anlamaya çalışın. Göreceksiniz bu sürecin sonucunda cevap kendiliğinden vicdanınıza düşecektir.
Cevabı aklıyla vermeye çalışanlar, sorgu, yargı yöntemini kullanırlar ve bana göre, sonucu son derece sağlıksızdır.
Cevabı yürekleriyle vermeye çalışanlar yani vicdan yöntemini kullanırlar, objektif ve sağlıklı bir sonuç elde edeceklerdir.
Dikkat ederseniz aslında iki yöntemde de sorgulama var, fakat birincisinde kişi “karşısındakini” sorgular, ikincisinde kişi “kendini” sorgular.
Karar sizin, ya insanları sorgulayarak insanlara tepeden banklardan olacaksınız yada kendisini sorgulayarak mütevazı bir gelişme çabası içinde olanlardan olacaksınız.
Bir kıssadan hisseyle yazımızı bağlayalım. “Tek çeşit aptal vardır, o da karşısındakini aptal zanneden aptallardır.” ;)
Sağlık ve huzurla kalın...
Alparslan VARER ÜNALAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder