Bildiğimiz üzere sigara Dünya Sağlık Örgütünün araştırmalarına göre insanlık için çok büyük bir sorun olarak görülmekte ve ne yazık ki ülkemizde de binlerce insanın sigaranın sebep olduğu hastalıklardan kaybediyoruz.
Yapılan araştırmalarda gösteriyor ki insan böylesine ölümcül bir bağımlılığın
pençesine 20 yaşın altında düşüyor. Çocuk ve gençleri sigarayı özendiren çeşitli
nedenler olmakla birlikte, örnek aldıkları kişiler, aile ve arkadaş çevresi en
başta gelen faktörler olarak gösterilmektedir.
Yetişkin nüfusumuzun yarıdan fazlasının sigara bağımlısı olduğu ortaya
çıkmaktadır. Dolayısıyla çocuk ve gençlerin sigaraya hiçbir zaman başlamamaları
ve sigaradan korunmaları konusunda sorumluluğu olan herkese büyük görev
düşmektedir. Bunların başında yukarıda belirttiğimiz gibi ebeveynler ve
eğitmenlerimize de büyük sorumluluk düşmektedir.
İşte tam da bu noktada Ankara’da çalışmalarını sürdüren Sigarayla Savaşanlar
Sivil İnisiyatifi dikkatleri çekiyor. Sigarayla Savaşanlar 1994 yılından beri
sigarayla mücadele içerisindeler. Temel kuruluş amaçları şöyle sıralanabilir.
İlk olarak çocuklarımızın ve gençlerimizin sigaraya mümkünse hiç başlamamaları
sağlayabilmek. İkincisi sigara içenlerin sigara dumanından ve pasif içicilikten
korumak için çalışmalar yapmak. Üçüncü olarak ta sigara içenleri sigara
tiryakilerinin sigarayı bırakmaya teşvik etmek, bırakmak isteyenleri de
bıraktırmak için çalışmalar yapmak.
Uzun yıllar zaman zarfı içerisinde yaptıkları çalışmaların sonucunda da bayağı
bir yol kat etmiş gözüküyorlar. “Ben sigaradan kurtulmak istiyorum. Sigaranın
zararları beni perişan etti ama kendi gayretinden kurtulamıyorum.” Diyen
insanlara bayağı bir faydalarının dokunduğu gözüken bir gerçek.
Şimdi sohbetimize geçelim.
Tandoğan Müftüoğlu olarak biraz kendinizden sigarayla olan ilişkinizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Tandoğan Müftüoğlu olarak biraz kendinizden sigarayla olan ilişkinizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Tandoğan Müftüoğlu:
Ben uzun yıllar sigara içen bir vatandaş olarak, bir sigara tiryakisi olarak,
yani 20 yıla yakın sigara kullanan bir insan olarak sigaranın bana ve çevreme
yapmış olduğu zararları gördükten, tüm bu süreçleri yaşadıktan sonra bu
mücadelenin içine girdim. Daha sonra da sigarayla savaşan dostlarla birlikte bir
gayret göstermek için bir araya geldim.
Çalışmalarımızda Dünya Sağlık Örgütünün araştırmaları, emsal çalışmaları bize
yol göstermiştir. Bu konuda her türlü yayınlardan faydalandık ve sempozyumlara
katılarak bilgimizi arttırdık. Tabi aynı zamanda da tütünün “T” harfinden son
harfine kadar bütün içeriğini çok iyi bilen bir insanım.
Size göre kişileri temelde sigara içmeye iten sebepler nelerdir?
Tandoğan Müftüoğlu:
Şimdi kişileri sigaraya içmeye iten sebeplerin başında bir özenti içerisinde
olmaları gelmektedir. İşte kendini ispat edebilme, rüştünü ispat edebilme gibi
şeyler var. Bir de arkadaş grupları içerisinde sigara içen insanlar varsa,
onların arasına katılabilmek için sigaraya başlayanlar var. Bazı insanlar için
de sigara iyi günde, kötü günde bir teselli kaynağı olarak düşünülüyor fakat en
başta özenti gelmektedir.
Bir hassa anne baba çocuğunun karşısında sigara içiyorsa veya onun örnek olarak
aldığı insanlar sigara içiyorsa çocukta şöyle bir psikolojik durum meydana
geliyor. “Yahu, bu insanlar içiyorsa demek ki bu sigarada bir hikmet var.”
Sigara tiryakisi olan insanlarımıza pratik önerileriniz nelerdir? Hepimizin
bildiği gibi birçok insanımız profesyonel anlamda destek almak yerine, kendisi
çözüm üretmeye çalışmaktadır. Bu noktada bu tür pratik çözümlerin belki biraz
faydası olabilir.
Tandoğan Müftüoğlu:
Şimdi, zaten sigara içen insanlar sigaranın zararlarını çok iyi bir şekilde
biliyorlar. Yani sigaranın içerisinde nelerin bulunduğunu, kendilerine neler
yapabileceğini biliyorlar.
Biz insanlar da şöyle bir özgüven vardır. Bu psikolojik savunma
mekanizmalarından birisidir. “İçen ölüyor da içmeyen ölmüyor mu?” diye “Atın
ölümü arpadan olsun.” şeklinde “Acı patlıcanı kırağı çalmaz.” diye bir özgüven
var. Yani, sanki kendilerini sağlık açısından dokunulmaz olarak görüyorlar.
Sigaranın gerçek yüzü incelenecek olursa, mesela polonyum var, radyoaktif madde
bu kanserojen yapar, radon vardır, radyasyon içerir, metanol, füze yakıtı
vardır, polien vardır, kadbinyum akü metali olarak kullanılır, bütan vardır
tüpgazda, DDT (böcek öldürücü) olarak kullanılır, naftalin vardır, amonyak
vardır. Bunlar böyle saymakla bitmez binlerce zehirli maddeyi içinde
barındırmaktadır. Bir de sigaranın tabanında biriktiğini gördüğünüz katranın
yollarda kullanılan katrandan 4 kat daha zararlı olduğu tespit edilmiştir.
Bu zift ve katran solunum yoluyla akciğere giderek yerleşiyor, orada da kana
karışmaktadır. Biliyorsunuz ki insan vücudunun bütün gereksinimleri, çalışması
kana bağlıdır. Kanımız ne kadar temiz olursa vücudumuz da o kadar sağlam olur.
Fakat kirli bir ortamda oluşan, binlerce zehirli madde ile karışmış olan kanın
hem akışkanlığı hem de kalitesi, hem de minareli, tuzlu, bazı, vitamin
bakımından kaliteli olmayacaktır. Bu olduğunda da vücudun muhtelif yerlerindeki
kılcal damarlara gerektiği kadar kan taşınamayacak ve erken yaşlarda saç
dökülmeleri, diş eti çekilmeleri, ağız yaraları gibi şeylerle baş gösterecektir.
Tabi bunların yanı sıra 30’a yakın da ölümcül hastalığa neden olacağını
söylemeliyiz.
Sigaranın kansere sebebiyet verdiği şeklinde toplumda bir intiba var. Bu konuda
sizin ne tür açıklamalarınız olur?
Tandoğan Müftüoğlu:
Şimdi, öncelikle şunu belirtmeliyim ki sigara direkt olarak kanser yapmaz. Bu
noktada toplumda bir yanılgı var.
Sigaranın sebep olduğu hastalıkların en başında geleni kalp ve damar
hastalıklarıdır. Sigaranın sebep olduğu ölümcül hastalıkların sıralayacak
olursak, %60’ı kalp ve damar hastalıklarıdır, %35’i çeşitli kanserler, %5’ide
diğer hastalıklardır. Daha önce belirttiğim gibi bütün hastalıkların sebebi,
vücudun onarımı, vücudun faaliyetlerin devam etmesi temiz kana bağlıdır ve
dolayısıyla akciğerde zift ve katranla, binlerce zehirli madde ile karışmış olan
kanın besi değeri düşük olduğu için kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere
birçok hastalığa sebebiyet vermektedir.
Ayrıca sigaranın sebep olduğu rahatsızlıkları sadece kalp damar veyahut ta
kanser olarak düşünmeyin. Düşünebiliyor musunuz? Parmaklarınıza veya kollarınıza
giden kılcal damarların tıkandığını bir düşünün ve buralara yeteri kadar kan
gitmediğini gözünüzde canlandırın. İşte bu noktada bir de kanın besi değeri
düşük olursa “burger” hastalığı dediğimiz, öncelikle parmak uçlarında kızarma
ile başlayan damar tıkanıklıklarına neden olan ve bunun sonucunda uzluların
kesilmesine kadar giden bir durum ortaya çıkabilmektedir.
Dahası, ciltte beslenemediği için erken yaşta kırışıklıklar oluşur. Sigara
tiryakilerine dikkat edin ten ve dudaklar koyu renklidir. Bu, oraya giden kanın
besi değerinin düştüğünü, koyu renkte olduğunu, kirlendiğini gösterir.
Gözdeki kılcal damarlarda aynı şekilde sorun yaratabilir ve bu da erken yaşlarda
görme bozukluklarına sebep olabilmektedir. Kulaklarda da aynı şekilde erken
yaşlarda ağır işitmeleri sebep olabilir.
En önemli olanı da sigaranın getirdiği sonuçlarla birlikte beyin yeteri kadar
kanla beslenemiyor ve kişilerde erken yaşta unutkanlık ve beyin rahatsızlıkları
ortaya çıkartıyor.
Sigaradan kurtulmak için gayet faydalı terapiler, çalışmalar bulunmakta,
bunlardan biraz bahseder misiniz?
Tandoğan Müftüoğlu:
Sigara bir hastalık değildir. Yapa, yapa kazanılan bir alışkanlık, bir
bağımlılıktır. Sigaranın asla ve asla ilaçla tedavisi mümkün değildir.
İnsanların bedensel fonksiyon ve hareketlerini düzenleyen hormon ve salgılar
vardır. Mide özsuyu, tükürük bezi salgısı, gözyaşı salgısı gibi binlerce salgı,
ihtiyacımıza göre beyin uyarısı ile sinir uçları tarafından uyarılır ve
salgılanır. Bunların bir tanesi de sevinç, üzüntü, heyecan anında rahatlatan
endorfin salgısı dediğimiz mutluluk hormonudur.
Benzer şekilde sigara içen insanlarda da nikotin, morfin bazında bir uyarıcı
olduğu için ilk günden itibaren bir rahatlama hissi uyandırabilir. Otomatik
oluşan bu sistem zamanla manuel sisteme dönüşür, yani artık nikotin alarak
rahatlamak zorunda kalırsınız.
Bizim kullandığımız sistem, bu sinir uçlarındaki nikotin hakimiyetini ortadan
kaldırabilmek için dünyanın birçok ülkesinde başarıyla devam eden bir sistemdir.
Enfraruj ışını denilen bir işin vardır, bu mili amper şiddetinde kızılötesi bir
ışındır. İnsan sağlığı açısından da herhangi bir sıkıntı yaratmayan bir ışındır.
Güneşten alabildiğimiz bir ışındır ve parantez içinde şunu söylememde fayda var
(güneş altında bulunduğumuz süre içerisinde sigara ve alkol tüketimini neredeyse
yapmadığımız bilinen bir gerçektir) araştırmalarda bu gerçeği desteklemektedir.
Güneşte de var olan bu enfraruj ışığını insana bir rahatlık verir ve biz bu
ışını bir cihaz yoluyla el parmak uçları, kulakmemesi, burun uçları gibi sinir
uçlarının hassas olduğu noktalara uyarmaktayız.
Tedavide sağlık durumunun olumlu ya da olumsuz gidişatını belirleyen 72 saatlik
bir süreç vardır. Uygulanan tedavide 72 saatte kişide bir düzelme olmamışsa bir
sorun var demektir. Bu nedenle Doktorlar müşahede süresini 72 saat olarak
belirlemişlerdir. Bizim tedavimizde de 3 gün süresince her gün yarımşar saat
olacak şekilde bir tedavi uygulamaktayız. Bunun yanı sıra tedavimiz psikolojik
desteklerle de güçlendirmektedir.
İlk yarım saatten sonra kişinin kendisinde bir rahatlama hissi ve hafif bir uyku
hali oluyor ve biz bu dakikadan itibaren sigara içmemesi gerektiğini telkin
etmeye başlıyoruz. Birinci gün yapılan bu seanslardan sonra, en az iki saat
erken ve rahat bir uyku hali geçirmektedirler. Sabahları da her zamankinden daha
dinç daha rahat kalkmaktadırlar.
İkinci günkü uygulamadan sonra, solunumla ilgili terleme, horlama gibi
problemler varsa ki sigara içen insanlarda genelde vardır, bunun en aza indiğini
görülmektedir. Üçüncü günkü uygulamadan sonra da kişi kendisindeki değişimi fark
etmeye başlayacaktır. Mukoza tabakası zift ve katrandan temizlendikten sonra
koku almaktaki farklılıkları görecek, artık sigaranın kokusu kendisinde bir
nefret uyandırır hale gelecektir.
Yani kişi 72 saat boyunca sigara kullanmadığı ve sinir uçlarının doğru şekilde
uyarıldığı için salgı otomatik şekilde yeniden salgılanmaya başlayacak, sonuç
olarak da kişi nikotin almaya artık ihtiyaç duymayacaktır.
Bu uygulamalarımızda birlikte kendisine tavsiye ettiğimiz şeyler vardır.
Örneğin, çay, kahve, koka kola, kafein içecek tetikleyici faktörlerden uzak
durmasıdır. Bununla birlikte bol sıvı tüketmelidirler ve her gün yarım saatten
az olmayacak şekilde tempolu bir yürüyüş yapmalıdırlar. Bu şekilde ter ve idrar
yoluyla bu zift ve katrandan kurtulacaklardır.
Temelde “Ben sigaradan kurtulmak istiyorum.” diyen insanın bu sistemde sigaradan
kurtulma masanın imkânı yok diye düşünüyoruz.
Fakat tekrar belirtmekte fayda var kişilerdeki isteklilik bu noktada çok
önemlidir. Başkasının baskısıyla gelip “Ben sigaradan kurtulmak istiyorum.”
diyen insanların sigaradan kurtulma olasılıkları çok daha düşüktür.
Şunu da belirtmekte fayda var! Bizde şöyle bir sistem işlemektedir. Bu yöntemle
sigarayı bırakıp daha sonra yine sigaraya başlayan kişilere ücretsiz olarak bu
hizmeti yine sağlamaktayız. Yani bizim için sigaradan kurtulmak, ya olacak, ya
olacak mantığıyla işlemektedir.
Bu bir rant veyahut farklı bir getiri sağlamak amacıyla yapılan bir çalışma
değildir. Bizim yaptığımız tamamıyla gönüllülük esasına dayalı insani bir
çalışmadır.
Bakanlığın izniyle tüm okullarda sigaranın zararlarını anlatarak çocuklarımıza
yardımcı olmak amaçlı seminerler sürekli düzenlemekteyiz. Kamuya ait yerlerde,
binalarda isteyen kurum ve kuruluşlara seanslar, konferanslar düzenleyerek
sigaranın zararları hakkında bilgilendirme çalışmaları yapmaktayız.
Çalışmalarınız gerçekten çok güzel. Peki, bu çalışmaları İstanbul'da ya da
farklı illerimizde de yürütüyor musunuz?
Müftüoğlu:
İstanbul'da bize bağlı olan bir merkezimiz yok. Bunu başka vilayetlerde de
düşünecektik ama bu iş hakikaten başarıyla götürmek isteyen insanlarla
yapılabiliyor. Yani, böyle üstünkörü davranan insanlarla yapılabilecek bir iş
değil. Bunun için Ankara'da, bu işe kendini adamış, bunu kendisi için birinci
vazife olarak algılamış bir toplulukla çalışmalarımızı yürütmeyi tercih
ediyoruz. Bu ekiple de canla başla çalışıyor ve Türkiye'nin dört bir yanından
hatta ve hatta sevindirici bir olay, yurtdışından bize müracaat edip bilgi alan,
tedavi olmak isteyen, bizden fayda gören insanlar var.
Sigaradan kurtulmak isteyenler için 7 gün 24 saat hizmet vermekteyiz
telefonlarımız.
Alparslan VARER ÜNALAN
alparslan@yasamvetoplum.com
alparslan@yasamvetoplum.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder